Meril Çiğdem Durmuş Anısına
Bu dünyada bir nesneye
Yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi
Gök ekindi Meril. Biçtiler. 22 yaşındaydı. Ankara’da yaşıyordu. ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde üçüncü sınıfı bitirmişti. Gelecek yıl büyük olasılıkla bölüm birincisi olarak mezun olacaktı. Sporu seviyordu. ODTÜ’de dağcılık yapıyor, yürüyüşlere katılıyordu. Birkaç yıl önce Kaş bölgesindeki Likya yolu yürüyüşlerinden birine annesiyle birlikte katılmıştı. Orada tanışmış, birlikte yürümüş, içten sohbetlerle zamanı paylaşmıştık. Öngörüleri, planları, hayalleri, heyecanları vardı. Bisiklete binmeyi seviyordu. 8 Temmuz'da bisiklet binerken Beysukent, Angora Bulvarı’nda bir araba arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle havaya fırlayıp kendisine çarpan aracın arkasına çakıldı. Orada, o noktada, o an gencecik yaşamı elinden alındı. Ailesi, dostları, arkadaşları, onu tanıyan, tanımayan bisikletli yoldaşları ömür boyu sürecek bir acının, yok oluşun, yitip gitme duygusunun, asla kaybolmayacak bir özlemin, öfke, isyan ve çaresizlikle körüklenmiş ateşinde yanıyorlar.
Sevenleri 27 Temmuz Cumartesi günü onun canına kıyılan noktada bisikletleriyle buluşacak, çaresizliklerini, bir araya gelip tepki göstermenin direnciyle çareye dönüştürmeye çalışacaklar. Eylemin rotası ve ayrıntılar için https://www.facebook.com/groups/485601751510806/ adresine gidilebilir.
Kentler, özellikle de büyük kentler 'modern'
toplumların bir arada yaşayabilmek için yarattıkları yerleşim biçimleri.
Yüzyıllardır çeşitli süreçlerden geçerek bu günkü halini alan kent kültürü, ne
yazık ki ülkemizde birlikte yaşama zeminini içselleştirememiş bireylerin sınır
tanımaz bencillik ve durdurulamayan keyfilik içeren davranışları yüzünden, bu
kültüre ayak uydurmaya çalışan bireylerin, bırakın diğer haklarını, yaşam
hakkını dahi tehdit eder bir hale geldi. Bunun en çarpıcı, ürkütücü ve acı
veren örneklerini özellikle kent içi trafik düzeninde ya da düzensizliğinde
görüyoruz. Dünyanın gelişmiş çoğu yerinde bir ulaşım aracı olarak
görülen ve kullanılan otomobiller ne yazık ki
ülkemizde zaman zaman insanların yaşamına kasteden birer ölüm makinesine
dönüşebiliyor. Bu nedenle tüm trafik sorunlarına rağmen otomobillerini her an
her yerde, diledikleri hızda ve biçimde, kuralları fazla takmadan kullanmak
isteyen sürücülere bir kez daha sesleniyoruz:
Ey sürücüler:
Gereğinden fazla bastığınız gaz,
Zamanında ve yeterince basmadığınız fren pedalları;
Kullanma zahmetine girmediğiniz sinyal kolları;
Direksiyon başında dahi elinizden düşürmediğiniz
teknoloji harikası 'akıllı' telefonlar;
Aracınızı sürerken dikkatinizi dağıtabilecek her
türlü müzik, navigasyon vb. uygulamalar;
Yorgun, uykusuz, alkollü olarak başına oturduğunuz
direksiyon;
Yanınızdakiyle sohbete dalarak dikkatsiz biçimde
kullandığınız aracınız;
Yaşlı, çocuk, engelli, öğrenci vb. de olabilecek
yayalara her koşulda öncelik vermeme
bilinçsizliği;
Yaya, bisikletli, ve motorluların da trafiğin bir
parçası olduklarını kabullenememe psikolojisi;
Evet, tüm bunlar ölümcüldür.
Sizi hiç aklınızda yokken, birden bire katil ya da kurban yapar.
Ölürseniz yakınlarınız kahrolur.
Öldürürseniz adalete hesap verseniz bile vicdanınıza
veremezsiniz.
İyi düşünün! Hep düşünün!
Bu haftalık 'keyifli pedallar' yerine 'dikkatli
pedallar' dileğiyle.
Ailesine ve sevdiklerine sabir diliyorum. Cok erken bir gidis. Huzur icinde yatsin.
YanıtlaSil